12 Temmuz 2013 Cuma

MADAM BOVARY




-Gönlü de tıpkı iskarpinleri gibiydi: varsıllığa dokunmuş olması, bir daha silinmeyecek izler bırakmış gibiydi. -

.............
- Emma, onu sevip sevmediğini düşünmedi hiç. Aşkın bir anda, büyük gök gürültüleri, ışıklar, şimşeklerle geleceğini düşünüyordu o. Hayatın üzerinde patlayan bir fırtına gibi, köklerini söküp, insan sistemini kuru yaprak gibi koparır yüreği uçuruma sürüklerdi. / 
Ama bilmediği bir şey vardı:borular tıkalı olduğunda, yağmur suları evlerin taraçalarında göller oluşturur. Emma içindeki güven duygusuyla öyle kalacaktı, ama aniden, duvardaki bir çatlağı farketti.....ve çatlaktan evlilikten umupta bulamadığı aşk sızdı.... 

Böyle başlıyor Emma'nın hikayesi.1850'lerde yaşanamayacak kadar maceralı.Evlilik hayatının yanlışlığını anlatmaya çalışmış yazarımız Flaubert.O devirde de epey eleştirilmiş.Kitabı okurken sürekli günümüzle de kıyasladım aslında.Artık daha doğal karşılayabiliyoruz kadın aldatmalarını...!

    Kitabın dili anlaşılırdı.Kolay okunur oldu benim için.Tabii sıkıcı yönlerini saymazsak.Yalnızca,.Aşk maceralarında kendini attığı o yüksek riskler beni epey hayrete sürükledi.
   



Sonu da pek etkileyici gelmedi mesela.Emma daha etkileyici bir sahne ile okunmalıydı(sonunu söylemiyorum).
    Zavallı Charlies(kocası) diyorum halen.O kadar saf olmak zorundamıydın?
Emma ise o kadar nefretimi kazandı ki sonuna az bile dedim:)
Ne gaddarım!

Madam Bovary'in hayalleri,arayışları,çarptığı duvarlar,son bir umutla kanat çırpışları,sonra bırakıvermesi kendini... Emma ne kadar haklıydı, ne kadar haksız okuyup karar verin; lakin.... Aşkın hiç mi suçu yoktu?....


9 Temmuz 2013 Salı

Kuzu Etli Patlıcan

Ramazan ayı geldimi bir koşuşturmacadır başlar.Önce ibadetlerimizi artırır,bedenimize direnmesi için yalvarırız.Misafir telaşı da cabası.Ben artı olarak yemek programlarına bakmaya başlar,netteki yemeklere de bakmaktan ayrıca zevk alırım.
  Bugün bakamayanlar vardır diye Oktay ustanın tarifini paylaşmak istedim.Kimbilir yemeğe gelicek olan misafirleriniz vardır belki.Ben mutlaka deneyeceğim,siz de kaçırmayın derim.
Harika bir görüntüsü var.Eminim lezzeti de öyledir.

KUZU ETLİ PATLICAN


4 bostan patlıcan
450 gr. kuzu eti
2 domates
3 yeşil biber
1 kırmızı biber
1 soğan
2 diş sarımsak
1 çorba k. salça
sıvıyağ
tuz
su
ÜZERİ İÇİN:
domates dilimi
kaşar peyniri


 HAZIRLANIŞI: Kuzu etini kuşbaşı doğruyo
ruz. Tencereye sıvıyağ döküyoruz ve eti soteliyoruz. Soğanı ve sarımsakları küp doğruyoruz. Soğan ve sarımsağı ilave ediyoruz ve kavurmaya devam ediyoruz. Sanı koyuyoruz ve karıştırıyoruz.

Tuzunu atıyoruz. Sıcak suyunu döküyoruz. Kapağını kapatarak pişmeye bırakıyoruz. Patlıcanların kafa kısımlarını kesiyoruz. Kalan kısmını da ortadan ikiye kesiyoruz. Kabuklarını soyuyoruz ve içlerini çok derine inmeden boşaltıyoruz. Yağlanmış fırın tepsisine patlıcanları diziyoruz. İçinden çıkardığımız parçaları da kenarlara diziyoruz.

Önceden ısıtılmış 240 derecelik fırında pişiriyoruz. 1 büyük domatesi soyuyoruz ve küp doğruyoruz. Yeşil ve kırmızı biberleri de küp şeklinde doğruyoruz. Etin pişmesine yakın biberleri ve domatesi ilave ediyoruz. Kapağını kapatarak pişirmeye devam ediyoruz. Suyu kıvamlı bir sos haline gelene kadar pişiriyoruz. Pişen etli harcı patlıcanların içlerine paylaştırıyoruz. Üzerlerine bir dilim domates koyuyoruz. Bir fesleğen yaprağı ve kaşar peyniri rendesi koyuyoruz. Tekrar fırına veriyoruz ve kaşar eriyene kadar pişiriyoruz.

    
   Hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Esen'in Daveti

Bu postu bekleteli iki aya yakın oldu.Kusura bakmasın arkadaşım,bu kadar mükemmel bir daveti yazmak için en doğru zamanı kollayıp duruyorum:)

Söylediğim kadar var değil mi?Zira hangisinden başlayacağımı şaşırmış,sonunda yine yadigar sevdiğim zeytinyağlı dolmayla açılışı yapmıştım bir çok kişi gibi...

Oğlunun Kur'ana geçmesiyle verdiği davette,denizi seven Sertan'ın seçtiği pasta..

  
Yapılan ikramları yazmaya üşeniyorum,bol foto paylaştımı ile affettireyim dedim kendimi.İncelersiniz artık:)
Ellerine sağlık arkadaşımın...



4 Temmuz 2013 Perşembe

GHAJİNİ


İşte benim adamım Amir Khan...Ve muhteşem filmi.Fazla abartılı,iddialı demeyin sakın bana güvenin.
   İtiraf etmek gerekirse diğer film yorumlarını yazarken düşünüyorum ne yazsam ,hangi sözcükler daha uygun olur,vs vs..Fakat bu film Ghajini olduğunda inanın parmaklarım durmuyor. O kadar çok şey varki yazmak istediğim bakalım kendimi ne zaman durdurabilicem:)
Amir khan'ın çoğu batı yapımı filmdeki kaslı adamı nasıl da bir iki pozla yere serdiğinin kanıtı olan film......

Neydi ne hale geldi dimi.İki resim arasındaki on fark demiycem korkmayın hihi.Memento'ya kurgu olarak benzediğini anladığımda uzun bir süre izlemek istememiştim.Halbuki Memento'nun sıkıcılığıyla sonunu anlamadığım kurgusuyla çok da alakası yokmuş.
 Bunu ancak boş bir anda can sıkıntısından iyidir deyip,izlemeye başladığımda ne kadar yanıldığımı anlamış oldum.
Hani sizde çevrenizden duyup da kararsız kalırsanız hiç boşuna vakit kaybetmeyin,çarçabuk izleyin derim.

Ghajini geçmişle bağını koparmadan bugünde ilerliyor.Eşini kaybetmiş bir adamın acısıyla bugünde intikam için yaşıyor,üstelik 15 dk.lık hafızayla...
Dram,aşk,macera ne ararsanız var.Dolu dolu geçireceğiniz bir 3 saatiniz var elinizde.

Amir'i kim böyle ağlatır ıyyşş :( Küplere bindiğim  sahne işte...
   Sonları o kadar aksiyonlu ki hop oturup hop kalkıyor insan.
      Harika da bir finalle veda ediyor seyircisine....
            İyi seyirler.




3 Temmuz 2013 Çarşamba

WİNDSTRUCK (2004)

Yine önceden izleyip de aktarmadığım filmlerden.Bu hafta vakit buldukça taslak hazırlamakla uğraşıcam.Enes sünnet oldu.Bende görevde değil de evdeyim:)Tek dinlendiğim anlarda nette buluyorum kendimi hihi.
Hatırladığım,yani unutamadığım kadarıyla film My sassy girl çakması.Fakat öyle iğreti geldiği de yok.Zaten bir çoğumuzun tadına doyamadığı bir filmdi.Tadı damağımızda kalmasın devam edelim masal tadında aşk filmimize:)
Başrol oyuncularımız Gianna jun ve Tae-Hyun cha oldukça başarılı oynamışlar.Aşkı taa kalbinizin derinliklerinde hissediyorsunuz.Çok sevimliler amaa...
    Komedi-dram-aşk konularını içermekle beraber,Kore filmlerinde sıklıkla gördüğümüz fantastik öyküyle harmanlanmış.Öyle ki kendinizi fazla kaptırabilirsiniz..

Bu sahne var yaa benim koptuğum andı arkadaş.Fazla iyi oynamışlar.Müzik de bir hayli iyiydi.Bilirsiniz filmde müzik iyiyse bir çok ayıbı da kurtarmaya yardımcıdır.

İzlemeden geçmeyin...



1 Temmuz 2013 Pazartesi

Bloglovin'deyim

Bende artık bloglovindeyim a dostlar:)Tam olarak olayını çözemesem de blog dostlarım üye olmam konusunda ısrarcı.Mutlaka hayrımıza birşeyler vardır diyorum:)Vee takip etmeniz ricasında bulunarak linki veriyorum:
         http://www.bloglovin.com/en/blog/5466903

30 Haziran 2013 Pazar

UĞULTULU TEPELER

Okuduğum ilk Batı klasik kitabıdır Uğultulu Tepeler..Diğerlerini bilmem ama sanırım iyi bir başlangıç yapmış bulunmaktayım.Okurken hemen hemen hiç sıkılmadan keyifle sonlandırdım,şimdilerde Madam Bovary'i okuyorum.Batı tarzında ilerliyorum anlayacağınız:)

Keyfime de diyecek yok hani.Buzz gibi nescafe eşliğinde, Heathclift'in kötülüklerini okurken ki gerginliğimi atmak istercesine hazırım okumaya..Roman kötülerin aşkından ibaret.Fakat iki nesil süren uzun bir dönemde geçiyor.Karanlıkların dünyası...Kitapta Heathclift'i haklı bulmak için bir sebeb aradım durdum.Elbette ki onun ki bir intikamdan meydana geliyordu.Fakat çoğu keresinde bitmiş olan intikamın devamını sağlayan kötülüklere anlam veremedim önce.Sonra bu adama sebeb arama sadece 'KÖTÜ' dedim.
Kitabın aynı adlı eseri şimdiye kadar üç kez beyaz perdeye aktarılmış.İlgisi büyük olmuş hani.
          Bana göre bir solukta okunabilecek nadir klasik kitaplardandır,en azından çevremde duyduklarıma göre:)
 

sema'nın günlüğü Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea