7 Kasım 2013 Perşembe

Hatay lezzet turum

İnstagram'dan takip edenler daha iyi bilir ki kurban bayramını Hatay'da geçirdik.Eşimin memleketi ve lezzet mekanım olduğundan her defasında daha bir ayrı gidiyorum.
Torosların dağı,taşı,havası bir başka güzeldir.Hele yemekleri ımmm.Gittiğim her mekanda lezzetleri paylaşmak için fotoladım durdum.Biraz geç oldu kabul.Aman ağzımızın tadı bozulmasın bloggerlarım :)
  Antakya'da ilk tercih ettiğim mekana girdik yine.Vazgeçilmezimiz tabii ki kebap ve ızgara oldu.Ama asıl bahsedeğim,mezeleri olacak.Bilindiği gibi Hatay mezeleri ile kebapları kadar meşhur bir şehir. Restorana girdiğinizde muhakkak meze siparişi verilir.Midenin öz suyunu alsın,açlıktan gözler dönmesin diye bizde üç beş meze siparişi verdik.Öyle ki kebap için pek de yer kalmadı:)
Kekik salatasını değil İstanbul’da Ege kıyılarında bile bulmak mümkün değil. Taze taze toplanan kekikler az domates, az da soğan eklendikten sonra limon ve gerçek nar ekşisi ile lezzetlendiriliyor. Üzerine de mis gibi sızma zeytinyağını bastın mı yemede yanında yat.
Humus ise Hatay’ın olmazsa olmazı. Nohuttan yapılan bir meze olduğundan kebaptan önce bizi tıkayacak diye endişe ettiysekte onunda icabına baktık. Kırmızı toz biber ve kimyon hem güzel bir görüntü hem de güzel bir lezzet katmıştı. Üzerine erimiş tereyağı yerine, zeytinyağı konunca gayet hafif olmuştu.Hemen altında gördüğünüz humusu ise evde yaptık.Arap asıllı gelinimiz var.Elticiğim hamarattır,humusunda pirleri.Biliyorsunuz Hatay mutfağı arap notalarıyla bütünleşmiş mutfaktır.
Acaipte güzeldi.Fakat evde yediğim daha da lezzetli geldi bana.
Ardından gelen zeytin piyazı tam bir Antakya spesyali. Hafif domates ve maydanoz ile süslenmiş yeşil zeytinlerin çekirdeği alınmış kaşık kaşık yenmeye hazırdı. Bu arada herkez yemelik zeytini Gemlik, yağlık zeytini ise Ayvalık diye bilir ama Hatay’ın da zeytin ve zeytinyağı konusunda iddialı olduğunu belirtmeliyim.
Muammara ile aram pek yoktur fakat masada kalabalıktık ve herkes aynı zevke sahip değildir...

Ezme salatamız da başarılı mezelerden. Domates, biber, patlıcan ince ince doğranmış sonra da hatırı sayılır miktarda zeytinyağı konmuştu. Eh yanında sıcacık susamlı pide gelince de yememek elde değil.
Bir saati bulan başlangıç faslından sonra bittabii karnımız da gözümüz de doymuştu.

Ama insanın karşısına her zaman tablo gibi içi dışı lezzetli yemekler çıkmıyor.

Tavuk şatomuzu bir güzel fotoğrafladıktan sonra doğum günü pastası kesermişçesine dikkatli bir şekilde dilimlere böldük. Bu sırada ortadan akan peynir, antep fıstığı ve çam fıstığı bir anda herkezin gözlerinin açılmasına, kaşlarının havaya kalkmasına ve derin bir nefes almasına sebep oldu.


Daha iki dakika önce “Ben mezelerle doydum, keşke ana yemek söylemeseydik” diyen ahali(bende dahi) çatalını bıçağını kaptığı gibi tavuğa daldı. Ustamın ellerine sağlık, tam kıvamında pişirilmişti. Izgaracılık ustalık ister, öyle mangala atayım, beş dakka pişireyim değildir ızgara etmek. Eti kurutup suyunu kaçırmayacaksın, hele hele kıyma türü bir etse ortasının pembe kalmamasına dışının da yanmamasına dikkat edeceksin.


Hatay turumuz daha bitmedi,fakat bir posta da sığdıramadım.Takipte kalın:)Henüz künefe,biberli ekmek,tuzda tavuk olayına girmedik bile....





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

sema'nın günlüğü Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea