7 Haziran 2013 Cuma

Dostluk Ekmeği

Kitabı okuyup kendini şanslı hissedenlerdenim.İyi ki kitap satan bayanın tavsiyesine uymuşum diyorum.Üç kitap arasında gidip geliyordum vee bu nadide kitap konusunda ikna edildim.Sürekli aynı yerden alıyorum kitaplarımı,satıcıya da güveniyorum.Bu önemli bence,çünkü vakit kaybından kurtuluyorsunuz eğer aklınızda henüz bir kitap yoksa...


Yazarın dili akıcı,elinizden kitabının düşmesine izin vermiyor.Okumaktan zevk aldım ve zaman zaman duygulandığım kitaplardan birisiydi.Konu olarak bana sanki Küçük mucizeler Dükkanını anımsatsa da,Dostluk Ekmeğinde kişiler üç-beş ile sınırlı kalmıyor.Amiş ekmeği ile tanışan bütün Avonlulardan bahsediyor.
Dostluk Ekmeği basit bir hikaye değil. Yani herkes ekmek pişiriyordan ibaret değil. Ekmek sadece lezzetli bir araç olmuş bu hikayeyi anlatmak için. Aile ilişkilerine, ikili ilişkilere değinen bir roman. Bu nedenle zaman zaman duygulanmamak elde değil. Özellikle oğlunu kaybeden bir annenin hissettiklerini okurken.
Kitap tasarımını ayrıca çok beğendim.İçeriği ile oldukça uyumlu,renkli ve sıcacık ekmek duygusuyla içinizi ısıtıyor..
Bu arada sürekli leziz Amiş Dostluk ekmeğinden bahsedilince canınızın çektiği oluyor haliyle..Darien Gee bunuda düşünüp kitaba tarifini iliştirmiş.Üstelik çeşit çeşit.Mutlaka denemek istiyorum:)


29 Mayıs 2013 Çarşamba

Kiprik Bakımı

Şu aralar kipriklerimi bakıma aldım:)Daha evvelden de hazırlayıp,kullandığım ve faydasını gördüğüm bakım yağlarını uyguladım.


Kiprik Bakımımız için öncelikle işe bitmiş mascara şişemizi veya tırnak cila şişemizi temizlemekle başlıyoruz.İçerisine Hint yağı,1/2 E vitamini,1/4 aloe vera jeli ile doldurun.Fırçayla iyice karıştırın.Birbirine özdeşleşsin.Her gece yatmadan evvel ince bir tabaka halinde sürün.İnanın 15 gün ara vermeden devam ettiğinizde etkisini göreceksiniz.
İstenirse kaşlara da uygulanabilir.
  • Aloe Vera Jel uzatır.
  • Hint yağı kalınlık verir
  • E vitamini ise kiprik boyutun  uzamasını hızlandırır.


27 Mayıs 2013 Pazartesi

Bahar tadında:)

Dışarıya bir attık kendimizi pir attık hani.Pazar günü başıma ağrılar girene kadar gezdik eşimle:)Dağ taş ne bulduysak hihi...


O kadar gırgır oldu ki verdiğim poz dahi eğlence tadında.Hani baktıkça gülesi geliyor insanın:)O an sallıyorum amaaan diyorum haliyle.Birazda dışarıda fotoğraf çekilmenin verdiği sıkıntıyla.'Çabuk çabuk çek ayyy rezil oldum halime bak':)Çantam bile eşimde kalmış yaa şimdi farkediyorum.


Sonrasında durumun vehametini anlıyorsunuz haliyle:)Neyse,ne ben modelim ne de blogum moda blogu:)Takipçimden gelen istek üzerine paylaşmak istedim.Hoşçakalıın....


25 Mayıs 2013 Cumartesi

Fıstıklı pudingli Kek ve ziyafetim

Kişi sadece misafirleri gelince mi hazırlık yapar?
Ya da eşine ve çocuğuna mı?
Hiçbiri değil bu kez ben sadece kendim için ziyafet yaptım hehe:))

Malzemeler
  • 3 yumurta
  • 125 gr.eritilmiş margarin
  • 1.5 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı süt
  • takriben 2.5 su bardağı un
  • kabartma tozu,vanilin
  • 1 paket dr.oetker fıstıklı puding
  • 2.5 sb.süt
Yapımı:
  • Yumurta ve şeker çırpılır ve sırayla diğer malzemeler ilave edilir
  • 22 cm çapındaki kek kalıbında dökülür.180 derecedeki fırına verilir.
  • Tarifine göre pişirdiğimiz pudingi ılınınca fırından çıkarıp 5 dk.soğuması için beklettiğimiz kekin üzerine dökülür.
Bu kekin orjinal tarifi var mı bilmiyorum?Çünkü tamamen ben uydurdum:))Aslında ağlayan kek yapacaktım kii kakaomun az kaldığını gördüm belki yeter diye düşünüp(hangi akıllla)hepsini dökdüm.Rengini çok az çevirdi ama istediğim gibi olmadığı için bundan ağlayan kek olmaz.Olsa olsa gülen kek olur( Kimseyi üstüme güldürmiyim) dedim:)
Hazırda bulunan fıstıklı pudingle güzel olabilir diye düşündüm kii iyi ki düşünmüşüm.Harika oldu.Çoğu bitti bile:)


Kendim yaptım kendim yedim efem.Buzlukta hazır bekleyen(daha evvel yaptığım)pizzalar ile yanına patates salatam ve yine daha önce yapıp konserve kavanozlarına attığım fıstıklı kurabiyem ile artık finallere maddi-manevi hazırım:)Gördüğünüz fındık-kuru üzüm karışımımda zekamın artması için hihi..Malum Arapça dersleri biraz zorlu geçiyor,kendime iyi bakmam lazım.

مساء الخير(iyi akşamlar)




Çekilişe katıldımm

23 Mayıs 2013 Perşembe

BLACK

'Black' yani Siyah nedir?Sadece bir renk mi yoksa aklımızda ve ruhumuzda çağrıştırdığı o karanlık,o boşluk mu?O boşluğu neyle doldurur insan, bize sunulan duyularımızla mı?Mekan değiştirip,güzel yerlere giderek mi ya da ruhumuzu dinlendirecek müzik dinlemekle mi?Peki ya bu duyular bir insanda yoksa?O zaman nasıl aşılır siyah?


 Şimdiye kadar izlediklerimin içinde özel yere oturrttuğum filmlerin başında geliyor Black..Oyunculuklardaki başarıdan mı bahsetsem yoksa senaryodan mı başlasam kararsızım aslında.Fakat kör ve sağır bir kızı canlandıran Ayesha Kapoor mükemmel oynadı keza Michel'in öğretmeni rolünde ki Amithab'ta öyle.Başından sonuna kadar ağlatır mı bir film?-Ağladım evet..Arada 15 dk.bir mola ancak olmuştur:)


Bir öğretmen olarak üstün bir çabayla öğretiyor herşeyi Michelle'e.Öncelikle hiç bir şeyin imkansız olmadığını.Aslında 'Black Anne sullivan http://en.wikipedia.org/wiki/Anne_Sullivan ve kör-sağır-dilsiz öğrencisi Hellen Keller'in http://en.wikipedia.org/wiki/Helen_keller  gerçek/yaşanmış hikayelerinden yola çıkan 1962 ABD yapımı The Miracle Worker isimli siyah beyaz filmin yeniden çekimi.Ama Black'in orjinalinden kat be kat daha iyi olduğunu söylemek mümkün.Eee abicim Hint sineması bu ABD yapımına benzemez.Adamlar duyguyu perde arkasına geçirmeyi çok iyi biliyor.


Michelle'in öğr.Debraj'ı hastanede elleri zincirli gördüğü andaki performansı takdire şayandı.O sahnede attığı haykırışlar kulağımda halaa.


Debraj'ın da dediği gibi; “Ona sözcüklerden bir kanat takacağım  
  
Bayan Nair, uçmayı öğreteceğim..”Uçmak için kanatlara 

ihtiyacımız yok!


Benim için çocuklumda Her şey Siyahtı.Ama öğretmenim bana siyahın yeni anlamını öğretti.Siyah sadece karanlık ve boğulmak değil;
 Başarının rengi
 Bilginin Rengi
 Mezuniyet cübbesinin rengidir derdi..

Mezuniyet töreninde, gururla bahsettiği öğretmeninden bir nükteydi ,yazmadan geçemedim.
   
 Kendinizle hesaplaşmadan bitiremiyorsunuz filmi.Bize sunulan nimetlerin ne kadar farkındayız?Peki ya hayatımızı ışığıyla aydınlatan birileri var mı?Işığımız kim?Ve gerçekten hayatta var olan sihirbazlar var mı? Varsa biz onlara olan vefa borcumuzu ödeyebiliyormuyuz?..........
     
 Filme IMBD'nin verdiği puan:8.0
 Bence bu yapıt: 9.5 puanı hakediyor
   







22 Mayıs 2013 Çarşamba

SERENAD ve KLASİK MÜZİK'E İLK ADIM ATIŞIM

Serenad kitabını sevgili Seyhan'ın blogunda yorumunu okuyup mutlaka kumalıyım demiştim zamanında.Biraz fazla uzun sürdü sanırım ama olsun sonuçta okudum mu ?-Okudum :)


Kitap hakkında yorum yapmacağım Seyhan'ın bloguna yönlendiriim sizi zira onun yorumları kitabı alıp okumanıza yetecektir:) http://seyhandan.blogspot.com/2012/05/ilyas-habr.html

       Ben aslında bu Serenad ın bana kazandırdığı klasik müzikten bahsedeceğim.İtiraf ediyorum şimdiye kadar hiç dinlememiştim.Fakat yine bir kayıp olarak görmüyorum çünkü yine kendi isteğimle dinlemeye başladım:)Sizde benim gibiyseniz önyargılardan kurtulmanın tam zamanı,çünkü kısa bir araştırma yaptım ve bakın klasik müzik ne kadar yararlıymış bünyemize(bu da yalnız bitki tanıtımı gibi oldu hihii)
    
        Ders çalışırken, arabamızda ya da iş yerimizde Mozart,Vivaldi,Beethoven,Pachabel,Schubert ve Bach gibi bestecilerin müziklerini dinlemenin yararları saymakla bitmiyor.öyle ki stresten uzaklaşmak,disiplinli olmak,öğrenme kapasitemizi geliştirmek için klasik müziğin yararlı olduğunu söyleyen uzmanlar,araştırmaların da klasik müziğin yararlarının gözler önüne serdiğini belirtiyor(yani tescilli:)) Öğrencilerin ders çalıırken müzik dinlemesi de yararlı.Mozart'ın eserlerini ve belirli Baork parçaları(dakikada 60  vuruşluk tempolarla kaydedilmiş olanlar)dinleyen öğrencilerin daha sakin oldukları,daha uzun çalışabildikleri,öğrendiklerini daha uzun süre anımsayabildikleri ve okul hayatlarında da daha başarılı oldukları gözlenmiş.
Araştırmalara göre doğru tempoda kaydedilmiş klasik müzik özel parçaları,en yüksek öğrenme için beynin sağ ve sol bölümlerini harekete geçiriyor.Müzik beynin sağ tarafını harekete geçirirken ,çocuğun okuduğu ya da sesli söylediği sözcükler sol tarafı harekete geçiriyor.Bu da öğrenme yetisini en az 5 kat artırıyor.Beyindeki  kan dolaşımını hızlandırarak hücrelerin yenilenmesini sağlar.Yeni lisan öğrenmeyi kolaylaştırır.Ayrıca kişinin daha akıcı konuşmasını sağlar.Psikolojik rahatsızlıklarda ise fizik tedavi yöntemi olarak kullanılırmış.
    Bu kadar faydasını okuyup anladıktan sonra bir klasik müzik iyi gider değil mi?Benim kitapta okuyup(Serenad bestesini) merakla araştırdıktan sonra çok sevdiğim, Schurbert-SERENAD çalsın...

Keyifli tınılar....
 

sema'nın günlüğü Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea