7 Ekim 2012 Pazar

Karanlıkta Dans


Üniversite hayatına ilk adımını atan  kardeşimin ödeviydi bu film.Aslında bir sürü film arasından birini seç ve kompozisyon yaz dedi:)Bu film beni kendine çekti...

     Dans ve müzik yaşamın kıyısındaki hayatları uçurumun kenarından söküp alabilir mi?Bunun sınırları nerede başlar,nerede biter?Almak istediğimiz daha bir sürü sorunun cevabını bulabiliriz KARANLIKTA DANS’ta
Filmin konusundan her zamanki gibi bahsetmeyeceğim,ama tarzından bahsetmek zorundayım.Çünkü izlerken afallayabilir,hatta sabredemeyip kapatabilir bu harika filmi kaçırabilirsiniz.
   Senarist Van Trier doğal bir sinema fikrini savunuyor.Ameratör kameralar,video,doğal ses kayıtları,rol yapmayan aktörler ,gündelik diyaloglar;ama aynı zamanda bir hikaye,basit bir hikaye…
Sonunda gerçekten gözyaşlarına boğuldum.Öylesine basit işlenen bir hikaye ki,sonundaki dramın bağlanış biçimi beni çok şaşırttı.Hatta bir çok drama taş çıkartır türdendi...
   
      Sonuçta kompozisyonu başarı ile yazılmış bir kardeş,izlediği filmden mutlu olan bir abla.Blog için ise yazılmış bir post ortaya çıkmış oldu:)
         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

sema'nın günlüğü Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea