6 Eylül 2013 Cuma

BENİM DÜNYAM (Black)

Başrollerini Beren Saat ile Uğur yücel'in paylaştığı Benim Dünyamın fragmanı yayınlandı.Black filminin uyarlamasıdır Benim Dünyam.Orjinal filmin yorumunu daha önce yapmıştım onun için tık tık!



Beren'in Black filminden uyarlama bir senaryoda başrol oynayacağını duyduğumda olmaz demiştim.Türk usulünde duyguları hintliler kadar aktaramazlar, ama yanıldım.Birebir aynı oynamış Beren ,fragmandan gördüğüm kadarıyla hayran kaldım.Şu hareketler ve mimikler aynını aratmıyor.Ben aslında taklitlere karşıyım.Nerede taklit görsem hevesim kaçar,izlemek istemem.Yoksa elbette biz daha iyilerini de yaparız:)


Benim Dünyam 1950'li yılların Büyük adasında geçiyor.
Film de Uğur yücel ve Ayça bingöl'de dikkat çekiyor.Ama şu Yücel'in tombikliği olmasaydı dahamı iyiydi ne :) Eminim her zamanki usta oyunculuğu kilolarını görmemizi engelleyecektir.Sizde eğer Black'i izlemediyseniz izleyin:)Anlayacaksınız nasıl birebir aynı olduğunu.Baktımda başrolün kıyafetleri,üniversiteye kabuldeki koltuklar felan herşey aynı.Taklitte sınır tanımıyoruz:)En azından oyunculukla kurtarıyoruz olayı :)
Film 25 Ekim'de vizyona giriyor .Keyifli Seyirler...





5 Eylül 2013 Perşembe

Senden Önce Ben

Bende güzel duygular uyandıran bir kitaptı Senden Önce Ben.Nasıl desem ki karakterin duygularını bu kadar iyi yansıtabilmesi beni şaşırttı.Çok sıcak ve içten bir romandı.


   Madem bu kadar iyiydi de ben neden okuduktan 2 ay sonra yorumunu yapıyorum ki?Şimdi değil daha sakin bir zamanda,daha iyi yorumlayacağımı düşündüğüm bir zamanda dedim durdum.Ama fırsat önünüze gelmeyince bir yerden başlıyorsunuz işte.
     Ama siz sakın Senden Önce Ben'i okumak için iyi bir zaman arayıp ta vakit kaybına girmeyin.Bu kitap her yerde kendine yer ediniyor:)Akıcı ve sade anlaşılır bir dille yazılmış.Ben bu kadar zaman sonra bile sanki yeni okumuşcasına heyecanlanıyorsam işte budur derim ben!
   Kitabın ilk sayfasında yer alan yazarların yorumlarındaki 'sakın son 50 sayfasını dışarılarda bir yerlerde okumayın hıçkırıklarınızı tutamayacaksınız' tavsiyelerine uyarak evde bitirdim o sayfaları.


Ama ne sondu.Alışkın olduğumuz gibi bir son olmasa bile...Kendime göre bir final yapmasını istedim hep.Fakat sonunda kendimi yargıladım.Neden herşey bizim istediğimiz gibi olmalı?Başkalarının seçimleri ne kadar önemli bizim için?Mutluluk sadece belirli kalıplar içerisinde mi mümkün oluyor?vs..
Neyse siz okuyun bana hak vericeksiniz bir yerde nasılsa:)

2 Eylül 2013 Pazartesi

Çocuklarda Hacamat

-Nasıl olur?
-Acaba acırmı?
-Küçücük çocuk ya bir sakatlık felan çıkarsa?
-Ne kadar faydası olurki?
Herkes gibi bende de bu sorular uçuşup durdu bugün kafamda.Aniden yaptırmaya karar verdim.Neden mi?Aslında 5 yıldır zaman zaman süre gelen ama ertelediğim bir sorundu Enes'te gece alt ıslatma problemimiz.Bu sabah da aynı manzarayı görünce sinir harbiyle ne yapabilirimin yollarını aramaya koyuldum.
Önce tavsiye üzerine not ettiğim psikatır doktorunu aradım.Hastaneden ayrıldığını öğrendiğimde yıkım yaşadım.Kendime neden bu kadar ertelediğimi sordum sürekli.Dayanamadım bana doktoru tavsiye eden arkadaşımı aradım,başka bir tavsiye için:))
HACAMAT dedi bana.Şayet korkmaz da yaptırırsan birebirmiş.Dururmuyum hiç hemeen dedim hemen randevu al.Tabii yapan kişiyi araştırıp da dedim o kadar gözüm dönmemişti:)Bir anda verdiğim kararı çeşitli sorularla sorguladım yol boyu..Ama gereksizmiş bütün kuruntularım onu anlamış oldum.

Yaptırdım  çocuğumu hiiç gıkı bile çıkmadı.Kuyruk sokumundan aldılar kanı.Yapan ablamızda hemşireymiş çok güzel konuştu çocuklarla.Sıkıntısız atlattık.Bu arada bulmuşken hacamatçıyı bende hafıza problemim için kafamdan,vesvese ve tansiyon düşüklüğüm içinde kalp arkasındaki(sırtta) nefs bölümünden aldırdım.Yalnız ben Enes'ten beterdim.Oğlumdan cesaret aldım ama ondan beter çıktım.Ama sorarsanız acıdımı?-Asla derim.
Enese eğer 5 gün hoplayıp zıplamaz belini iyi korursa %100 diyorum dedi Biiznillah,İnşallah dedim hemen İnşallah...
Ama ben Enes'ten pek umutlu değildim çocuk bildiğin zıbırcık.Durmuyor ki yerinde umarım her şey yolunda gider de kurtulurum bu sıkıntıdan.Dualarınızı esirgemeyin ne olur...
Şayet hacamatın çocuklar üzerindeki faydalarını okumak isterseniz bu siteden faydalanabilirsiniz:http://www.tirascihacamat.com/hacamat/cocuklarda-hacamat 

27 Ağustos 2013 Salı

Kore'nin Kırtasiye Malzemeleri 2

Konu başlığım Kore,Ürünü kırtasiye olursa ben postumu 2'de yaparım 3'de:)
   Keyif alıyorum.Keyif verdiğini düşünüyorum(yorumlara bakarak)
    Her yaşta çocuk kalanlar için bu ürünler.
Bu üründen Ülkemiz'de de var.
Ama bundan sonrakilerden yok:( Harika not defterleri.
Bitki kalemler:)
Tren oynayan kaplumbağa silgiler.
Olmazsa olmazlarımızdan karikatür kalemler.
Vintage tarzı defter.
En hit el işaretli kalemler.Uuuuuvvvv
Kalemlikler(Çok hoş değil mi?)





Vee kapsül kalemler.Bebiş kalem dedim ben onlara:)
Buna benzer daha birçok malzemeyi bulabileceğimiz bir web siteden güvenle sipariş verebilirsiniz.Kargo ücreti almıyorlar.Yalnız ürünler elli güne yakın zamanda gelebiliyormuş.














25 Ağustos 2013 Pazar

Kore'nin Kırtasiye Malzemeleri

Okulların açılmasıyla bir kırtasiye sezonuna daha girmiş bulunuyoruz.Ben de bu durumdan bir hayli memnunum.Kırtasiye benim ilgi alanım.Bayılıyorum yaa o kadar zevkli ki kalem,kağıt,kalemlik almak.Ahh birde üreten firmalar benim kadar zevke önem verseler.!!
   Yok arkadaş,arıyorum tarıyorum YOK.!Ülkemde zevke dayalı kırtasiye anlayışı kıt.Hal böyle olunca internetten siparişle getirilebilen kore okul eşyalarına daldım.Saatlerce bakabiliyorum.Seçerken de bir o kadar kararsız kalıyorum.Eminim siz de şimdi öyle olacaksınız:)

Sticker.
Vintage tarzı yapışkanlı Not kağıdı.

Çocuklara kalemlikler
Kitap ayracı.
En fazla rağbet gören Silgiymiş.
Çok güzeller..
Olmazsa olmazlarımdan not defterleri
Yerim ben sizi yerim:)

Karikatürlü mini not kağıdı.

Tavşanlı tükenmez kalemler.
Şimdi daha iyi anlaşılmışımdır eminim.Bunun gibi birçok örnek var.Belki 2.bir yazımda devam edebilirim bu güzellikleri sergilemeye.
Benim Kore kırtasiye malzemelerini gördükçe dümdüz soluk renkli kalemlerden soğuyasım geliyor.Aslında buz gibi oldum bile.Bugün Hello Kity'li tükenmez kalemler bulunca o kadar mutlu oldum ki.Kimbilir dedim belki çok da uzun sürmez bize kadar gelmesi...














20 Ağustos 2013 Salı

Stres sonrası sürpriz kahvaltı:)

Bu haftayı sonunda atlattığım için çok huzurluyum.Enes'in sünnet merasimi vardı.Haliyle yoğun stress,sıkıntı,mutluluk hepsi bir arada harmanlandı ruh dünyamda:)Benimle beraber duygularımı paylaşan aileme ise sürpriz bir kahvaltı hazırlayıp mutlu etmek istedim.

Mevlüdü babamların bahçesinde yaptık.Her şey ile tek tek ilgilendim.Balonlarla süsledim.Elimden geldiği kadar fazla masrafa kaçmadan hoş bir ambiyans olsun istedim.Aldığım yorumlara bakılırsa öyle de olmuş:)
   Günün sonunda eve gidecek dermanım yoktu.Annemlerde bir gece kalmak iyi gelecekti.Sabah namazından sonra uyku girmeyince gözüme sürpriz bir kahvaltı hazırlamak iyi olabilir kendimce.
  Sonrasında ise hemen face'de paylaştım.Fakat benim yüzünü yıkamadan nete giren kardeşlerimi tahmin edememişim:(
   Neyse onlara yardımları için gerçekten teşekkür ediyorum.Tabii eşime de.İnsanın böyle zamanlarda psikolojik desteğe ihtiyacı oluyor.Artık yapmak istediklerimle dop doluyum.Kısa bir tatil iyi olabilir:)

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Dabbe:Cin Çarpması

Yine klasik haline getiren bir Hasan Karacan senaryosuyla başbaşayız Dabbe Cin çarpması...
Bayramda gezilecek yer bırakmayınca kardeşlerimle her bayramda yaptığımız gibi bir korku filmi bulup gitmeye karar verdik.Denk geldi Dabbe yani:)Bile isteye gitmedim ki en son Dabbe2'nin berbat senaryosundan sonra gitmemiştim Hasan Karacan'ın filmlerine.Ama pişmanmısın gittiğine derseniz ASLA!
Bu seferde bir önceki filmi gibi portatif kamerayla çekim yapılmış.Bu tabii insana biraz daha gerçeklik konusunda inandırıcı geliyor tıpkı Paranormal Activity'de olduğu gibi.Diğer filmlerinde rastlanan gereksiz kulak tırmalayıcı gürültülerden arınmış,tabiri caizse bu kez elekten geçirmiş filminini.Zira milliyette vermiş olduğu röportajına göz attım da çevresinde izlettiği ailesi ve arkadaşları da şimdiye kadar yapmış olduğu en iyi filmi olduğu konusunda hemfikirmiş.

Ben en çok da bu başarının hoca rolünde oynayan A.Murat Özgen'e ait olduğunu düşünüyorum.Adam tek kişilik oynadı sanki.Resimde gördüğünüz büyü materyalleri.Iyyyk.Aslında yönetmenimiz sanırım olayı bu kez çözmüş.Korku,gerçek olaylar ve insanların büyü yaparak nasıl da insafsız olabileceğini gözler önüne sererken içinizi ürpertiyor.
Tabii bildik sahneler olmazsa olmaz.Şu resimde aah dedim yine mi kutsal su(Şeytan)neyse ki bizim hoca suyu koklattırdı üzerine dökmektense:)
  Hava sıcak salonumuz şansımıza küçük ve klimalar çalışmayınca o korku dolu son 20 dk.içinde eridim ben eridim.Bayramda aldığım fazlalıkları verdim:)Sinirlerim mi bozuldu ne salonda sesli sesli gülmeye başladım,tabii beraberimde çoğu kez:)İzleyecek olanlara küçük bir tüyo benden filmin esprisi bazından ;cin çarpan kızın annesinin en sonunda yaptığı ege şivesiyle olan konuşmaya dikkat edin çok komikti bence:)
       Özet olarak eğer Hasan Karacan'ın cin filmlerinin başarısızlığından sıkılmış ve izlemeyi düşünmeyenlerdenmisiniz?Bence bir kez daha düşünün tabiii sinemada!Evde o tadı alamayacağınızdan eminim.
       İYİ SEYİRLER DİLİYORUM..



 

sema'nın günlüğü Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea